Koptu takvimin ilk yaprağı
Sancılı ve kanlıydı, bir hastane odasında
İkinci yaprağın tek dayanağı
Annesiydi, süt emerken bebek odasında
Yapraklar kendilerinden bihaberdi
Yürümeye başlamışlardı ama
Bir yaprak daha sıyrılıp düştü
Defter ve kalemle okul sıralarına
Takvimin yaprakları azalıyordu hızla
Fakat artıyordu yükü inatla
Birkaç yaprak daha kopmuştu
Ve birleşip yelken olmuşlardı aşka
Delik kovadan akan su gibiydiler
Aktıkları yerlere başka takvimler getirdiler
Takvimin kara kâğıtları ağarmıştı
Sırtı kamburdu, ağzında diş kalmamıştı
364 yaprak savurmuştu oraya buraya
Elinde başka bir takvim, bakıyordu dünyaya
Son yaprağı da kopmuştu takvimin
Altında ise resmi vardı Azrail’in