Uzaklardan çook uzaklardan,

Yayla çiçekleri kokar,

Davul sesleri gelir yayıklardan.

Şoseye çıkınca Güneş.

Etrafta koşuşturur çocukluğum.

Karpuz kabuklarına takılır ayağım.

Büyürüm…

Yaylaya inerken,

Eteğinde iki mezar,

Karakışın işi.

Ulgar,

Yolculuklarımdaki engel,

Soğuk Pınar’dan akar hüzünlerim,

Üşürüm.

Ulgar bir uzun yokuş.

Yamaçlarında anılar bıraktığım düş.

Ulgar çocukluğumda ki gülüş..

Bazen üzülüş..

Yine de seni özler,

Seni düşünürüm…