3 Aralık Dünya Engelliler Gününüz kutlu olsun. Bu anlamı büyük ve derin gün yurdumuzun birçok yerinde, empati bolluğu içinde duyguların en yüksek seviyede olduğu güzel etkinliklerle kutlandı. Bu güzel güne emekleriyle renk katan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerine, Özel Rehabilitasyon kurumlarına, engelli yaşam üzerine çalışmalarıyla gündeme ses getirmeye çalışan sivil toplum kuruluşlarına ve bu çalışmaların içinde daima büyük bir özveri ile bulunan engelli kardeşlerime teşekkürlerimi dile getirmeyi borç bilirim.

Dünya toplumu olarak hayat mücadelemizin bitmek bilmez sorunları ve akıp giden zamanın aceleciliğine kendimizi kaptırmış vaziyetteyiz. Bencillik denilen illet öyle bir hayat damarlarımızda dolaşmaktaki kendimiz dışında hiçbir şey bir anlam ifade etmekten çok uzak... Dünya Engelliler Günü, sosyal medyada paylaştığımız özlü sözler ve özel eğitim kurumlarında bu güzel günü anlamlandıran gösteriler dışında, bizi de bir vakitsiz gelen kazanın ya da amansız bir hastalığın gözlerimizi karartacağı, tekerlekli sandalyeye muhtaç edeceği gerçeğinin farkına varma bilincinin çok uzağındayız. Her insanın bir engelli adayı olduğunu düşünmüyoruz, maalesef…

Bir zamanlar engelli bireylerimizi akıl yoksunu olarak nitelendirip akıl hastanelerine kapatıldığı, Hitler’in Nazi Almanya’sında sırf ari bir ırk yaratmak adına ölüm fırınlarında gaz odalarında eksik yaşamların küllendirildiği zalim kişilerin vahşi zamanlarından, eksik yaşamları güllendirdiğimiz iklimlere yol aldık. Engelli bireylerimizi toplum olarak kabullenme ve saygı açısından çok yol almamıza rağmen eksikliklerimizi tam olarak gidermiş de değiliz.

Engelli bireylere, eksik uzuvlarından, sırf bizden farklı oldukları için atmış olduğumuz şaşkın bakışlarımızın, onları nasıl da toplumsal hayattan dışladığının farkına dahi varmıyoruz.

Ortak yaşam alanlarımızda, engellerinden dolayı çektiği sorunlarının az da olsa giderilmesi için küçük ayrıcalıklara dahi tepki gösterecek kadar bencillik içinde olabiliyoruz. Daha da fazlası onlar için oluşturulmuş ortak yaşam alanlarını da işgal edebiliyoruz.

Eksik yaşamların bizimle iletişim kurmalarına, hayatlarımıza dâhil olma çabalarına masum dokunuşlarına bile katlanamayacak durumdayız.

Yayıncılarımız, yazarlarımız, kitle iletişim kurumlarımız engelli bireylerin kullanımını kolaylaştırmak amacıyla daha aktif çalışmalara yer vermemekte.

Engelli bireylerimizi sosyal toplum içinde kabullenmek, toplumsal hayatlarını sürdürebilmelerini sağlamak demokratik toplumların en önemli gerekliliklerinden biridir. Bu konuda kişisel eksikliklerimizi giderip onların hak ettikleri hayat şartlarını temin etmek çağdaş insan olma yolunda en büyük elzemlerimizden biridir.

 

You have no rights to post comments