Sayıklamalardan arta kalan bu kelimeler sorgusuz taşındı kaleminin şehrine. Kaleme yemin edenin üzerine yemin olsun, aşkın esamesi okunmazken en evvelde, aşk kitabında okudum seni.

Saçlarından cennet taşan yar...

Sabrıma tespih taneleri dizip, ruhumun en derviş yanından arta kalan sırça zamanlara düştü, gözlerinin ayetliği. Yüzünün tebessümüne can yetiştiremezken, darağaçlarından aşk devşirdim uğruna. Lime lime doğranmış günlerin kefareti midir ruhuma nakşedilen gözlerin?

Şükrün zemzemleriyle yıkanmış sözcüklere iliştirdiğim susuzluğuma lütfet kelimelerini.

Yorgunum Nazara!

En çok sana peltekliğim.

Süngülerin şahlanışına bırak ruhunu.

Yorgunum Nazara!

Yokluğunun uçurumunda yine her yanım. Öksüz kalemim yine sen öksürmede. İçime sığmazken dilsizliğim. Dışımdaki vaveylanın suretine aldanma.

KAÇ SENSİZLİĞİN TOPLAMI BİR ÖLÜM EDER NAZARA?

Bu kadar darken şehrin mezarlığı, nedir bu cinayete davet eden bakışlar.

İçim içime kanmıyor artık. Tepeden tırnağa sen boyandım. Kanım dökülse şeytanlar kına yakıştırır en çok.

Üryan bu haller Nazara! Çıplak tenlere havari kalır, bir satırlık kanama bilen iç çekişlerim.

Dilim ayarsız sevgili!

Sen yine de saçlarını aralayıp yüzümden gülüşünü tarama.

Bütün yaratılmışlar ayet ayet kıyama dururken gözlerine, can nasıl dayanır gülüşüne?

Aşkın molalarından riyasız döndüm. Şimdi sağırlığımdan sesimi intihar mı edeyim?

Ömrümün Araf’ına geçmezken cinnetim, hal kapısının eşiğindeyim.

Kuyu da senin soluğunu ezberleyemedi. Sadece gömleğimin önüydü aklıma kan sıçratan. Gözlerin aşka tanıklığın tek yoluysa, saçlarını tenime kör düğümleyişimi bağışla. Cüretim ateş olsa da cirmimi bağışla. Bildim, sustum, kalbe el basarak aşkın dinine sen dedim. Bir avuç tebessümün son secdesi kılınırken duaya duran ellerimin ucunda, mürekkebi kurumadan ferman kılındı müebbedin.

Yüzünün güzelliğinden titredi melekler.

Gördüm. Geceydi.

Tövbeye meyilli her cümlenin öncesinde yazdım seni.

Bir mermi düşüyor alfabeme. Delik deşik oluyor harflerim. İçimi yararcasına susuyorum Nazara! Duyuyor musun?

Elest Meclisinde söz verdim Tanrıya. Son nefesime astım ruhumu. O vakte kadar kadar susacak özüm.

İsmin şahadet olarak çıkacak Nazara. Tüm melekler isyan etse de bu aşka.

Gülün kokusuna kanım aksın ki, seviyorum seni.

Özledim ya seni. Annenden emdiğin süt gibi helaldir sana özlemim.

 

You have no rights to post comments