3 MART 1924: ÖĞRETİM BİRLİĞİ YASASI ÜZERİNE

Rıfat Oymak

Eğitim, dünyayı, doğayı, insanı anlama sürecinin adı.

Eğitim, bu sürece katkıda bulunma, bu süreçten katkı almanın adı.

Eğitim, doğayı, insanı olumlu biçimde dönüştürmenin bilgisi ve bilinci.

Eğitim, insandaki yetileri yeteneğe dönüştürme istemi ve yöntemi.

Eğitim, aile, yöre, il, ülke, insan, canlı evrenin sevgisini edinme.

Eğitim, insan ile doğa arasındaki ilişkinin ayırdına varma.

Eğitim, insan gruplarını sürü ve kul sürecinden çıkarıp; birey oluşturma etkinliği.

Eğitim, insan için, doğaya ve canlılara zarar vermeden üretim bilgisi ve bilinci.

Eğitim, bilim, teknoloji, bilgi üretmenin temeli.

İnsanın eğitimi... İnsan aklını dönüştürme, yaratıcı kılma çabasının en güzeli.

İnsan,

Önemli, ilginç yetilerle dünyaya gelen, eşit varlıkların ortak adı.

Bu yetileri bilinçli bir çaba ile yeteneğe dönüştürüldüğünde insanı bile hayran bırakan etkinlikler gösterir.

Mağara insanından, günümüz üretken insanına varmada, eğitimin işlevi tartışılmıyor artık.

Doğaya bağlı olmaktan kurtulup, doğa yasalarını öğrenerek doğayı  hizmetine alan varlık; insan.

Evrene yönelme sürecini başlatan yeryüzündeki tek canlı türü.

Akıllı, dili, düşüncesi, düşü olan tek canlı.

Duygusu, utancı, öfkesi, bilinçli kararlılığı olan tek tür.

Ama bu tür,

Bu harika yaratık.

Dünyaya geliş sürecinde de, dünyada yaşadığı süreçte de artık eşit koşullara sahip değil.

İnsana karşı haksızlık eşitsizlikle başlamaktadır.

Eşit koşullarda beslenme, eşit koşullarda eğitim alma, eşit koşullarda yaşama.

Bu istem, dünyamızda her geçen gün bozulmaktadır.

Özel okul, özel lise, özel üniversite.

Parası olan içen özel dershane, özel öğretmen.

Dünyaya özel ve güzel koşullarda gelenlerin özel ve güzel koşullarını sürdürme şansı.

Ama diğerlerinin değil.

İşte eşit varlık, eşit türün eşitliği dünyada bozulmakta.

Yaşamda bozulmakta, eğitimde bozulmakta.

İşte, Türkiye Cumhuriyeti ve onun devrimci önderi Atatürk

Bu eşitsizliği eğitimden başlayarak çözmenin birçok alanda eşitliği sağlayacağının bilinciyle ve kararlılığıyla;

Eğitimde eşitliği sağlamanın zorunluluğunu kavradı.

Uygulamaya koydu. Devrimci bir tutum ve devrimci bir içerikle...

Türkiye Cumhuriyeti’nin her yurttaşı.

Eşitttir.

Bu nedenle;

Eğitim tüm yurttaşlar ve onların çocuklarına eşit, sürekli ve parasız olarak verilmelidir; DEDİ.

Düşünün, tüm ülke çocuklarının eşit koşullarda, eşit bilgilenme ve eşit olarak yetilerini geliştirme olanağı.

Böyle bir ülkenin geleceğini, bu çocukların  ülkeye ve dünyaya yapacakları  olumlu katkıları, düşünün.

Ve neden engellenmeye, çarpıtılmaya, içeriğinin boşaltılmaya çalışıldığını anlamaya çalışın.

Daha adını bile TÜRKÇELEŞTİREMEDİK

Adı hala : TEVHİD-İ TEDRİSAT

Oysa gizlenen, söylenmeyen, dile getirilmeyen gerçek adı; ÖĞRETİM BİRLİĞİ

Öğretim ve birlik.

Tüm yurttaş çocuklarına.

Neden, ABD li, Avrupalılarca yabancı okullar, yerli işbirlikçilerce, yabancı dilli okullar.

Neden, özelleştirme ve özel okul, neden Türkçe değil yabancı dille eğitim.

Neden yoksulların, halkın okulları perişan, Neden Koçların, Sabancıların okulları, Tedleri, kolejleri, üniversiteleri için parasız toprak,  her yıl bütçeden yardım;

Neden eşit, dengeli, bilimsel eğitim yerine, din merkezli eğitim.

Neden üretim için, bilim, bilgi, teknoloji üretim amaçlı eğitim yerine; oyalamalı eğitim.

Neden eğitime daha aç bütçe, diyanete daha çok bütçe.

Neden? Sınavlar, sınavlar, neden plansız, programsız, onlarca adla açılan okullar.

Neden yoksul, saygınlığı azalmış öğretmenler.

Neden?

Nedeni açık, nedeni yalın.

Devrim yasalarının en can alıcısı olan, ÖĞRETİM BİRLİĞİ YASASI

Ve devrim yasalarını işlevsiz kılarak, bağımlı, eğitim ve üretimi çökmüş bir TÜRKİYE yaratmak için.

İzin verecek miyiz?

Çocuklarımızın, yabancı ellerin bilinçsiz birer kölesi olmaya için verecek miyiz?

İçinde aklın ve aklı geliştirmenin olmadığı eşitsiz eğitimin çocuklarımızın geleceklerini karartmasına izin verecek miyiz?

Cumhuriyete ve devrim yasalarına sahip çıkmak ya da çıkmamak; GELECEĞİMİZİ BELİRLEYECEKTİR.