Değerli Meslektaşlarım,
Yeni göreviniz ülkemizin geleceğini hazırlamaktır. Yetiştirdiğiniz öğrenciler okullarını bitirdikten sonra çeşitli görevlere geleceklerdir. Öğrencilerinize kazandırdığınız bilgi ve beceriler, onların eline tutuşturduğunuz ve kullanmayı öğrettiğiniz araçlardır. Öğrencileriniz o araçları ne kadar mahir kullanırlarsa o kadar başarılı olacaklardır. Sonuçta öğrencileriniz ne kadar nitelikli olurlarsa, ülkemiz o kadar hızlı kalkınacak, geleceğe o kadar güvenle bakabileceğiz. Bu bağlamda, "tek başıma ne yapabilirim" diye düşünüyorsanız, öyküdeki “denizyıldızı toplayan çocuğu” hatırlamanızı isterim. Şu söz de size yardım edebilir: Bir mıh bir nal, bir nal bir at, bir at bir er, bir er bir vatan kurtarır.” Buradaki “bir” sizsiniz!
Ülkemizin geleceğinin insanını yetiştirmek savında olan siz eğitimciler, çağımızı ve geleceği iyi kavramak durumundasınız. Bilmelisiniz ki gelecek, bilim ve bilimsel düşünme sistematiğini kavramış toplumların olacaktır. Sorun çözmede aklı ve bilimsel yöntemi kullanarak öğrencilerinize örnek olmalısınız.
Bunları yaparken “hayatta en gerçek yol göstericinin bilim olduğunu” öğrencilerinize kavratmalısınız. Öğrencilerinize yurdunu ve ulusunu sevmeyi, sevgiyi, dostluğu, barışı, onuru, azimli olmayı öğretiniz. Onların merak, şevk ve öğrenme heyecanlarını bastırmayınız. Öğreteceğiniz şey ne kadar önemli olursa olsun, öğretme pahasına onlarda öğrenmeye karşı tiksinti yaratmayınız.
İnsanlık bir devrim sürecinden geçmektedir; bilişim devrimi. Bunun sonuçlarından biri olarak küreselleşmenin de etkilerini yaşamaktayız. Bu süreç hem fırsatlar hem de riskler taşımaktadır. İyi eğitilmiş toplumlar fırsatlardan yararlanırken, yeterli eğitimi almamış olanlar riskleri yaşayacak görünmektedir. Bu konudaki sorumluluğunuzun ne kadar ağır olduğunu düşünmenizi isterim.
Sizlerin daha önceki öğretmenlerden farklı bir göreviniz de, çevre konusunda duyarlı olma zorunluluğunuzdur. Yarattığımız çevre tahribatı, doğaya karşı saygısız ve kaba tavırlarımız Anadolu'yu bir çevre felaketinin eşiğine getirmiştir. Öncelikli göreviniz sadece sınıftaki öğrencilerinizi yeşertmek değil, çevrenizdeki yeşili korumak ve doğadaki yeşil oranını artırmak olmalıdır. Bu konu bizleri hem yurttaş, hem insan, hem de eğitimci olarak ilgilendirmektedir. Bayraktarlık bize düşmekte ve bundan kaçınamayız. Konunun hem derslere, hem de ders dışındaki ortamlara taşınması ve durumun ivediliğinin açıklanmasında sizler gönüllü olmalısınız. Böylesi bir çaba saygınlığınızı daha da yükseltecektir.
Yaşamanın bir denge oyunu olduğunu da hatırlamanızı dilerim. Çalışmak, eğlenmek, hüzünlenmek, sevinmek... Bu dengeyi kurmanın başarılarınızı artıracağına inanıyorum. Sevmeden sevilemeyeceğinizi, saymadan saygı göremeyeceğinizi bilmelisiniz.
Size ilk derste söylediğimi bir kez daha tekrarlamak isterim: Her işin başı eğitimdir. İşin başında siz varsınız. İşinizin zor olduğunu biliyorum. Yine öğretmenlik yaptım değil mi? Sizin de başınıza gelir!
***
Sizleri uğurlamadan önce son sınavımı yapacağım. Biz bu dersi almadık demeyin. Aslında yıllardır aldığınız (almanız gereken ders) bu. Soruların kolay gibi görünmesine aldanmayın.Bu sınavım süresi en az 30 yıl. Süre sonunda ben aranızda olmazsam, kendi puanlarınızı nasılsa kendiniz verirsiniz. (Yanıtlar bitişik eğik el yazısıyla yazılmalıdır )
Sorular
1- Aileniz ve aile mutluluğunuzun her şeyden önce geldiğini, eşiniz ve çocuklarınızın sizinle olmaktan neden kıvanç duyması gerektiğini bildiğinizin kanıtı var mı?
2- Asıl mesleğiniz dışında ve mümkünse uzak bir alanda, ikinci bir uğraş ya da hobiniz neden olmalıdır?
3- Hedeflediğiniz A planına rağmen, ya olmazsa diyerek, uygulanabilir B, C... planınız olduğunun kanıtları var mı, nelerdir?
4. Neden bir sanat dalıyla yakından ilgilenmek, uzman olmaya, derinliği yakalamaya çalışmalısınız?
5. Neden bir müzik aleti çalmayı mutlaka öğrenmelisiniz?
6. Neden alışkanlıklarınızın kölesi olmamalısınız? Tuhaflıklara neden şaşırmalısınız? Şaşkınlık ve merakınızı neden gizlememelisiniz?
7. İlgi alanınız, bilgi alanınız ve etkileyip değiştirebileceğiniz şeylerin alanını neden örtüştürmeye çalışmalısınız?
8. En önemli görevinizin öğrencilerinizi eğitimden tiksindirmemek, yurdunu ve ulusunu seven, bunlarla gurur duyan, aklını ve duygularını sağlıklı ve dengeli kullanabilen bireyler olarak yetişmelerini sağlamak olduğunu aklınızdan neden çıkarmamalısınız?
9. Meslekteki başarınızın aile mutluluğuna katkı olarak döneceğini, mutlu bir aile yaşamının sizi başarılı kılacağını bildiğinizin kanıtı var mı?
Sorulara (ya da önerilere) uygun karşılıklar vermişseniz bana kalırsa mutlu ve başarılı biri olmuşsunuzdur. Kutlarım. Sonuç olumsuzsa yaklaşık 30 yıl önce söylenmiş bu sözleri önemsemediğiniz için artık üzülmenize gerek yok. Gecikmeli de olsa bulunduğunuz yerden başlayın.
Umarım yazışırız.
Hayatınızdan onur, başarı, sağlık ve mutluluk eksik olmasın.
Öğretmeniniz
İkram Çınar