Ergenekon, Türk toplumunun geçmişinde yer alan, mitoloji ürünü ve her destan gibi kültürel şifreler taşıyan bir destanın adıdır. Ergenekon güçlüklere direnmek ve gelecek güzel günlere inanmak anlamına gelir. En azından şimdiye kadar anlamı buydu. Değiştirilmeye çalışılıyor. Bugünlerde Ergenekon sözcüğüne “terör örgütü”, “silahlı çete” sıfatlarıyla nitelenerek yeni anlamlar yükleniyor. Sözünü ettiğimiz “destan” anlamı değiştirmeye ve gerilere itmeye uğraşıyorlar. “Ergenekon” adı artık pis işlerle birlikte anılıyor, bir suç soruşturmasının kod adı olarak kullanılıyor.

Bunu sadece bir milletin tarihi hafızasına saygısızlık sayamayız. Bu bir saldırıdır. Üstelik ırkçı bir saldırıdır ve ırkçı bir saldırı olduğu için de insanlık suçudur. İnsanlık suçu tüm insanlığa karşı işlenmiş sayıldığından da en ağır suçtur. Bu suçu işleyenler mahkemelerde yargılanır ve cezalarını bulurlar mı bilinmez ama vicdanlarda mahkûmdurlar.

Bu bir küfürdür. Politikacısıyla, gazetecisiyle, okumuş ve okumamış mankurtlarıyla günde kaç defa yüzümüze karşı söylenen bir küfür! Üstelik o kadar pişkince yapılıyor ki... Bunu unutmayacağım!

Bu kelimeleri yan yana getirenler derin bir saldırı halindedirler. Ergenekon Türk toplumunun mazisinde kalmış, çok özel ve değerli bir kavramdır. Mahremdir. Tabudur. Kimseyi de rahatsız edici bir tarafı yoktur. Operasyonun da böyle bir resmi adı yoktur. Yan yana getirilmemesi gereken biri çok değerli, diğeri çok adi iki kavramı yan yana getirerek çok çirkin bir iş yapılmaktadır. Değerli bir kavramı adi bir kavramla niteliyor ya da tersi yapılıyorsa değerli olan bayağılaştırılıyor veya adi olan değerli hale getiriliyordur. Toplumsal hafızamızdaki Ergenekon’a atfedilen anlam aşağılanmaya, değersizleştirilmeye çalışılıyor! "Ergenekon" ile "terör" kavramlarını yanyana getirenler bunu yapmaktadırlar.

Nasıl ki bir insanın genleri vardır ve bunlar gelecek kuşaklara aktarılarak devamlılık sağlanırsa, toplumların da kültürel genleri vardır ve bazı özel kavramlara yüklenmiştir. Toplumlar Ergenekon gibi kültürel gen işlevi gören kavramlarını gelecek kuşaklara aktararak kültürel devamlılık sağlar. Ergenekon'u değersizleştirmeyi amaçlayan bu saldırıyı iyi anlamak zorundayız. Zira bu ırkçı-kültürel saldırıyla adeta Türk toplumunun şah damarı kesilmek isteniyor.

Bu ülkede pis işler çeviren birilerinin olduğunu hepimiz biliyorduk. Anlam ve içerikleri farklı olsa da kontrgerilla, gladyo, derin devlet gibi adlar kamuoyunda tartışılıyor, herkes bu görünmeyen yapının ortadan kaldırılmasını diliyordu. Her kim iseler o gayri meşru yapının açığa çıkarılmasını ve hesap sorulmasını canı gönülden istemekteyim. Şimdilik, yargılama bitinceye kadar malûm siyasi dava ile ilgili hiçbir yorum yapma düşüncesinde değilim. Benim rahatsızlığım, şimdilik, bu işleme verilen “Ergenekon” kod adınadır. Sonrası için çok sözümüz olacaktır, geç kalmazsak!

Söz konusu davada yargılanmakta olanlar kendilerine bu adı vermemişlerken davanın adı neden ERGENEKON olarak çıktı? Bunun lüzumu neydi? Bu adlandırmayı kim yaptı, henüz bilmiyorum. Toplumu rahatsız eden, etmesi gereken bu adlandırmanın neden tercih edilmiş olduğu ve neden hâlâ ısrarla kullanıldığıdır? İlgili davaya bakan mahkeme “Ergenekon terör örgütü” ifadesinin kullanılmaması gerektiği konusunda karar vermesine rağmen neden bir kısım çevreler tarafından dikkate alınmamaktadır?  Kaldı ki yargılama henüz bitmemiştir. Ortada savcının iddiaları vardır. Savunmalar da dinlenecek ve "bağımsız yargının adil yargılaması" tamamlanmadan kimseye hüküm giymiş muamelesi yapılamaz. Bu hem hukukî hem de ahlâkî bir durumdur. Kaldı ki, yargılanan herkes hüküm giyse ve böyle bir terör örgütünün varlığı kesinleşse bile “Ergenekon” adının bu şekilde kullanılmasının çirkinliğini ortadan kaldırmaz.

Bu adlandırmayı en çok kullananlara söylemek gerek: Diyelim ki dinsel duyarlığı yüksek bir grup insan kendilerince insanları korkutup sindirerek ikna etmek için bir terör örgütü kurdular ve adlarına da “İslam” dediler. Bu örgütten söz ederken “İslam Terör Örgütü” diye adlandırmak vicdanınızı sızlatmayacak mıdır? Geçmişte benzer söyleyişler oldu ve haklı olarak “İslam” ile “terör” kelimelerinin yan yana getirilmesinden ciddi rahatsızlık duyduklarını duyurdular. Demek ki kavramların kirletilmesi konusunu biliyorlar. Basında bu adlandırmayı eleştirenler de oldu, okumamış olamazlar. Bile bile bu adlandırmayı tercih etmelerini nasıl açıklayabiliriz?

Bu kadar ırkçı ve TÜRK DÜŞMANI olmanın anlamını açıklamaları gerekir. Zira televizyon ekranlarında bunu hınçla, şehvet alır gibi söylüyorlar. Ergenekon bizim mazimizdeki bir kavramdır. Onlara da, başkasına da bir zararı yoktur. Anılarımıza neden bu saygısızlığı hatta düşmanlığı yapıyorlar, bilmek istiyorum. Bunu yapanlar kimlerin kimidir? Bu adlandırma, yapılanın etnik bir operasyon olduğu kuşkusunu da akla getirmiyor mu? Kim?

Eğitim sistemimiz güya "millî! Bu eğitimden çıkanların millî duyarlılıkları bu kadarsa durumumuz vahimdir. Taşların bağlanıp köpeklerin salıverildiği zamanlardayız. Köpeklere ısırmak serbest ama onlara "hoşt" demek yasaktır. Bu gidişle taşlar yerinden oynar mı bilinmez ama çiviler yerinden çıkar. Bir ülke içinden ancak böyle vurulur. Millî Eğitim Bakanının, Kültür Bakanının kulakları çınlasın!

Yavuz Selim zamanında Türkmen olmak zordu. Aklıma nerden geldiyse...

Süren davayla ilgili yapılan adlandırmada şu sorulara cevap aramak durumundayız:

1- Dava için bu adlandırmayı (ergenekon "terör" örgütü) kim üretmiştir?

2- Bu adlandırmayı kimler kullanmaktadır?

3- Bu adlandırmayı kimler hınçla kullanmaktadır?

4- Bu adlandırmayı kullananlar kimlerle ittifak halindedirler?

Rahatsızım.

Rahatsızlık, rahatlıktan daha üretken bir süreçtir.

Bu kirliliğe alet olmamak için Ergenekon Destanını yeniden okumak gerek.

Ergenekon bir destanın adıdır.

Ergenekon destandır!

 

You have no rights to post comments