Gemi

Tozlu sayfalarda

Resimler siyah beyaz

Güller beyaz

Beyaz gülleri

Severim bahçelerde

Ancak onlarda

Görürüm seni

Sessiz sessiz

Gemi gibi akar

Sıcak deryalarda

Dipsiz hülyalara

Dalar giderim

Sessiz sessiz

Bensiz bensiz akar

Bilemezsin nasıl

Solar çiçekler

Nasıl geçer

Günler bensiz

Bensiz canım…

Nasıl yakalarız

Akıp giden günleri

Nasıl koşarız ardından

O eski günlerin

O eski mehtaplara

Dalar gözlerim

Yıldızsız geceler

Gelir aklıma

Daha dün gibi

Ne dersin nasıl

Gideriz oralara

Canım bilirsin

Ben hiç olmadım

Görmedim

İşitmedim

Sonsuza dek

Yüzündeki hüzün

Susuz kalmış

Çiçek gibi

Bekler güneşi

O düğün günlerini

Hüzünle bekler

Beyaz şapkanın altından

Gözyaşın akar kalbime

Düşer saçıma

Alır beni benden

Götürür o günlere

Derdime merhem olur

Çatlak sesim

Ürkütür kuşları

Kalbim buz gibi

Erir yanında

Bahçe

Değer mi hiç

Geçmişe dönmek

Uzatmak ellerimizi

Sonsuz boşluğa

Neye yarar hatırlamak

Neye yarar bu ışıksız kalmış bahçede

Hatırlamak geçmiş günleri

Görmek tozlu insanları

Birden gülerken ağlardın

Ne oldu sana

Artık gülmez oldun

At elindeki ipek mendili

Ben geleceği gördüm

Kendimi gördüm yârim

Aynada yoktum

Sadece bir inci gördüm…

Hayat ne kadar garip

Hayat ne kadar garip

Güzeli seversin ama güzel seni sevmez, 
Güzel seni sever ama sen bu sefer sevmezsin

Sevmek de yetmez, sevsen de kavuşamazsın,

Kavuşmamak vardır her zaman

Yan yana otursan da onunla

Belki de sevgi kavuşmamaktır

Belki de sevgi ateşe düşen bir gözyaşı gibidir

Kuşlar

Kuşlar ölmek için

saklanırlar,

kanatlanmadan düşerler,

kalbimde

ölürler.

Ay gelinlik giyince,

güneş sönünce

ölürler.

Hep dipte

kalırlar ama

ölmezler…

Onlar bizim ağaçlardaki

ümitlerimiz,

aşklarımız,

belki de ömrümüzün simgeleri

ruhlarımızı taşırlar.

Ağaçlar,

çiçekler gibi

kuş olarak doğmak isterdim.

Kanatlanmadan

ölmek

isterdim…

Yeşil kuşlar

Yeşil kuşları

gördüm

sevgimiz kanatlanmadan

göreyim,

uçmadan

göreyim seni…

Hayatıma nokta koymadan,

ölüm kapıya dayanmadan,

onun kanatlarını

görmeden…

Gül

Ellerim bir gül kopardı,

senin kadar güzel olamaz.

Sana getiriyorum,

kokusu burnumda.

Hatırlarsın gül bahçesini.

Sensiz bakmaya kıyamadığım

o beyaz gülleri.

Gül yaprakların arasında

gördüm seni.

Üstünde o beyaz

güller vardı, çiçek

açmıştı kalbin sanki bana

uyuyordun çok derinlerde.

Saçlarında mavi kurdele kalmıştı

Görelim

Görelim

açarken çiçeği

tan yeri ağardığı zaman

görelim

solmadan

vakit geç olmadan

başkaları kıskanmadan

o güzelliğini

rüzgar savurmadan

eteğini

saçındaki mavi kurdele

çözülmeden

toprak kurumadan

yaprak düşmeden…

Hatırlar mısın deniz kokusunu,

deniz fenerini,

sonsuz mutluluğu,

hüzünlü akşamları…

Bir çocuk buldular

yıkıntıların altında,

elinde kurumuş ekmek

bir de köpek vardı

yanında…

Kapı açık kaldı

Kapı açık kaldı,

arkamı dönmeden,

bakmadan,

gittim…

Etrafıma bakmadan,

bir lahza durmadan

gittim…

Anlık oldu

gidişim.

Zamanın kırıntıları,

yere düşen sigara

külleri,

duvarda ölü sinekler

önemli değil…

sence var mı?

böyle bir dünya

kinin olmadığı,

ölümün olmadığı,

kederin olmadığı,

rüyanın olmadığı

Vardır elbet

yaşam boyu süren.

Dalgalar, gemiler

uzakta,

ufukta ben

kayboldum,

boğulmadım,

hep dipte kaldım…

Yanakları kızartan bakışlar,

kalkışlar oturuşlar

hep aynı…

Hep aynı sevgi

var kalbimde,

tozlanmış aynalar

kül tutmuş mumlar…

Ateşe düşerken

arıyı gördüm,

kül oldu

yaprak gibi.

Son anda uçtu ruhum

nefesimle beraber

bir solukta, gözyaşıyla

verdim canımı sana…

Geçmez olsun

Geçmez olsun

Zaman

Ölmez olsun

Kalpler

Geri gelmez olsun

Hüzünlü günler

Bitmez olsun

Melankolik bakışlar

Küsmez olsun

Sararmış yüzler

Sönmez olsun

Gözlerindeki ışık

Geldim sana

Geldim sana

Yanımda bir gül

Getirdim her gün

Her gün yanı başında

Bekledim soluk almadan

Karanfiller diktim

Baş ucuna

Yeniden yazdım

Asırların sildiğini

Mezar taşına

Tükenen ümitler

Ey kanlı ceylan

Gözlerindeki yaş

Kalbimde yol tutar

Kan damlası ateşi

Ararken kurudu

Ben gidersem

Sen kalırsın

Tükenmiş ümitlerin

Kervanına katıl

Başını alıp

Giden günler

Güneşi arayan

Kan damlası misali

Oturup kaldım

Kendi kendime

Çiçekler yaş oldu

Elimde

Kurudu papatyalar

Elimde

Küllerin

Getirdim işte

Elimdeki kâsenin içinde

İstediğin o beyaz gülleri

Dur dinle, bak

Bırakıyorum böylece yanına ancak

Küllerinin arasına…

Gözyaşı dolu kâsenin yanına

Kalbimdeki söz

Bir kızın masum yüzü

Ve kendisini

Okutturan kalbi

Bir duvak gibi

Sabırla örmüş sevgiyi

Bir ılık sabah

Bana beni sevdiğini hiç

Söylemez

Ya da söylese nasıl

Nasıl anlatsam şu uçan

Kuşla mı taşısam kalbini

Bir söz taşıyorum seni

Seviyorum bunu

Söylediğimde niçin

Şaşırdın asıl ben

Sana şaşırıyorum

Elimde kâsede

Gül yaprakları

Küllerin arasına

Bırakıyorum onları

Mezarın başına

Ellerim bir gül kopardı

Ellerim bir gül kopardı

Senin kadar güzel olamaz

Sana getiriyorum

Kokusu burnumda

Hatırlarsın gül bahçesini

Sensiz bakmaya kıyamadığım

O beyaz gülleri

Gül yaprakların arasında

Gördüm seni

Üstünde o beyaz

Güller vardı, çiçek

Açmıştı kalbin sanki bana

Uyuyordun çok derinlerde

Saçlarında mavi kurdele kalmıştı

You have no rights to post comments